Salı, Ocak 24

Tek Kelime: Rezalet

 Bizim dershanede bir çocuk var. Ama yani öğrencilikte kendini harcıyor. Gidip manken falan olsun. O kadar mükemmel yüz hatları var ki. Saçları da sarı ama şu saman sarısı dediğimiz sarıdan ya da çakma sarışınların kullandığı sarılardan değil. Kendine has, güzel bir sarı. Sonra koyu renk gözleri ve gamzeleri var. Sol kulağında da bir küpesi.
Dershane başladığından beri düzenli olarak bu çocuğu kesiyorum. Ama aralıklarla. 31 Aralık'ta eve gitmeden arkadaşlarla bir şeyler yiyelim dedik. Bir kaç kişi arkadaşlarını aradı, bizde dershanenin çıkışında beklemeye başladık. Bu çocuk ve arkadaş gurubu da bekliyor orada, bende tabi yapacak işim yok, başladım onu izlemeye. daha önce hiç yüzüne dikkat etmemiştim ama o an bir hoş oldum. Yani ne diyim çocuğun dudaklarının kıvrımı bile aklımı başımdan aldı(!) Ben tabi artık çocuğu dikkatlice izliyorum ama aklımda başka şeyler var, o yüzden hiç düşünemiyorum. Bundan iki hafta önce cumartesi ben bu çocuğu dershanenin içinde takip etmeye başladım. Aslında çok zorda olmadı, çünkü her tenefüs aynı benim gibi aşağıya iniyordu. Arkadaşım var bir tane işte onla sürekli benim dikkatli bir şekilde onu izleyebileceğim yerlere gidip durduk.
 Pazar günü öğleden sonra dershaneye gittim. aşağıda bir kaç arkadaşımla karşılaştım beraber sınıfa çıkmaya başladık. ben önden gidiyor, arada arkama dönüp onlarla konuşuyordum, bir an önüme döndüm ve onu gördüm. Merdivenlerden iniyordu. Yavaşça yanımdan geçti. Kollarımızın arasında az bir mesafe vardı ama inanın ondan gelen sıcaklığı içimde hisseder gibi oldum. bir an nefes alamadığımı hissettim, sonra ağzım yavaşça açıldı.(Gerçekten!) Ama hani bir tane eylemsizlik yasası var ya şu harekete devam etmekle ilgili olan. Ben de işte beynime komut vermeyi geçici olarak bıraksam da vücudum hareket etmeye devam etti. o kadar garip hissetmiştim ki!
 Geçen hafta dershane tatildi, sınavlar yüzünden. Bende karneyi alınca anneannemlere gitmiştim, cumartesi gitmedim. pazar günü gittim ama Açlık oyunlarını aldığım için tenefüslerim in çoğunu kitabı okumaya çalışarak geçirdim. Sonra bir tenefüs arkadaşlarla dışarı çıktık, biri poğaça aldı, sonra hep beraber kırtasiyeye gittik. Dershanenin girişi buzla kaplıydı ondan biraz dikkatli yürüyorduk; yine aynı geçen sefer ki gibi arkadaşıma baktım sonra öne döndüm ve onu gördüm. Eylemsizlik yasası bir kez daha devreye girdi ama bu sefer bu çok kötü bir fikirdi. Onu görmemle ayağımın kayması bir oldu. Hayır, korkmayın düşmedim, tamamıyla ürkütücü bir şekilde kendimi zemine yapışmaktan kurtardım ama görüntü çok hoş değildi. Aslında hiç hoş değildi ve niyeyse bana baktığını hissetmiştim. Ama tabi bir kanıtım olmadığı için oradan ayrılmak istemiyordum. Arkadaşlarımdan biri çoktan gitmişti bile. Kapıdan girecekken diğerine 'Biraz dışarıda duralım mı?' dedim. Tabii neden dediğimi biliyordu ama hava çok soğuk dedi biz de içeri girdik. Ben ona söylenirken arkamda kaldı ve ben arkamı döndüğümde ne görsem beğenirsiniz? O ve arkadaşı. O arada öğrendim ki şu eylemsizlik yasası konuşmalarda işe yaramıyormuş. 'dang' diye sustum; Hızlıca ve hafifçe titreyerek(gerçekten) döndüm ve bir adım attım. Sonra da gülmeye başladım, hem de deliler gibi. Çığlık atmadığım için şanslıydım. Aslında uzaktan bakan biri arkadaşımın dediği bir şeye güldüğümü düşünebilirdi, tabi öyle pat diye arkamı dönmeseydim. Çocuk çok tatlı, çok güzel.. Ve şu 'çekim' dedikleri şeyi de hissettim ama nedense böyle şeyler benim tarafımdan bakıldığında genellikle tek taraflı oluyor. Bir de garip bir karakterim vardır. Yaşlılara, çocuklara karşı çok sıcakkanlıyımdır ama kendi yaşıtımdaki insanlara eğer arkadaşım değillerse çok soğuk davranırım. Özellikler erkeklere elimde değil. Arkadaşlarımın yanında rahatımdır ama arkadaşım olduktan sonra da onlara karşı bir şey hissetmem imkansızlaşıyor. Biliyorum bu çocukta da böyle olacak. Tanışamayacağım, bir müddet sonra bu tek taraflı ilişkiden sıkılacağım, sonunda bu konuyu kapatacağım. Aradan aylar geçecek sonra tanışsaydık farklı olur muydu diye düşüneceğim. Yani rezalet bir durum...



Subscribe to Our Blog Updates!




Share this article!

7 yorum:

  1. Okulda,dershanede,otobüste beğenip sürekli kestiğimiz birilerinin varlığı çok güzeldir aslında.baktığımız kişinin sevgilisi olsa bile kıskanmayız,onu görünce salak bir şekilde mutlu oluruz.Bu iyi bişey gerçek aşka dönüşmediği sürece..Umarım sonu iyiye gider.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. katılıyorum, insana bir şekilde 'canlı' hissettiriyor. yani artık dershaneye gitmek için sebeplerim var:D Hayaller kurabiliyorum, çok saçma olsalar da ama en azından o hayallerin bir kahramanı var artık..

      Sil
  2. Öhöm..açılın yılın en çok platonik olan kişisi geliyor :P Canım inşallah benimkilerin aksine seninki gerçekleşir ayrıca çocuğu öyle bir tasvir etmişsin ki Hollywood'tan fırlama bir genç canlandı gözümde :P İlerde "Konuştuk!" sonra "Benden hoşlanıyormuş!" tadında postlarını görmek dileğiyle :)

    YanıtlaSil
  3. Kendimi gördüm desem! İnsanın çevresinde tarif ettiğin gibi kişilerin bulunması çok güzeeel :P
    Bir de sen dershaneden deyince aklıma geçen sene arkadaşımla ağzımızın suları aka aka baktığımız çocuk geldi.Artık nasıl baktıysak çocuk her gördüğünde yolunu değiştiriyor hahaha ne büyük utanç!

    YanıtlaSil
  4. Lavinya, çocuk gerçekten de Hollywood'dan fırlamış gibi. Ya da oraya uğrayıp da gelmiş. Konuşamam ki yanında! Her gördüğümde dilim tutuluyo, ellerim titremeye başlıyo. Konuşmak? o da ne :d
    D.Dollanganger, Hepimizin içinde platonik bir kız yatar :D sadece bazılarımız onunla sık karşılaşmayız:D

    YanıtlaSil
  5. Ay deme öyle istersen her şey olur! :O En azından dene, sonucu kötü bile olsa en azından hiç bir şey yapmadım yerine denedim diyebilirsin :D

    YanıtlaSil
  6. inan bu sefer hiç bir şey yapmadım demeyi tercih ederim. Altıncı sınıftan beri o dershaneye gidiyorum ve daha önce bu rezilliği bir kez yapmıştım :D Bittiği güne şükrediyorum..

    YanıtlaSil

Return to top of page
Powered By Blogger | Design by Genesis Awesome | Blogger Template by Lord HTML